Müslümanların Ölümcül Hatâları
MÜSLÜMANLARIN ölümcül hatâ ve günahları:
Birincisi: Durum müsait iken, elde imkan ve fırsat varken en kabiliyetli ve istidatlı çocuklarımızı subay yapmamış olmamız.
İkincisi: Yeterli sayıda dindar öğretmen yetiştirmemiş olmamız.
Üçüncüsü: Varlıklı, zengin Müslümanların yetenekli ve vasıflı çocuklarını din görevlisi yapmaması. Cami imamlıklarının namaz kıldırma memurluğuna dönüşmesine seyirci kalmaları.
Dördüncüsü: Türkiye’nin gündemini belirleyecek güçlü bir medya kuramamaları.
Beşincisi: Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun eğitim verecek İslam Mektepleri açmamış olmaları.
Altıncısı: Bozuk düzenin ve sistemin haram, kirli, necis rantlarına saldırmaları.
Yedincisi: Tek bir Ümmet olamamaları. Kafirlerin ve münafıkların oyunlarına gelerek bin parçaya ayrılmaları, darmadağınık olmaları.
Sekizincisi: Hizip, fırka, cemaat, parça fanatizmi, militanlığı, holiganlığı bataklıklarına düşmeleri.
Dokuzuncusu: Var güçleriyle medenî, vasıflı ve güçlü Müslümanlar olmaya çalışmamaları.
Onuncusu: Ellerine iktidar geçince, sıcağı görmüş hamur gibi taşıp yayılmaları.
On birincisi: Derin ve koyu gaflet kararlıklarına dalmaları.
On ikincisi: Bozuk düzeni iyi sanmaları.
On üçüncüsü: Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmamaları.
On dördüncüsü: Zenginleşenlerinin büyük kısmının israfa, lükse, sefahate, aşırı tüketim ve aşırı konfora, gösterişe, gurur ve kibre kapılmaları.
On beşincisi: Riba/faiz lağımlarında yüzmeleri.
On yedincisi: Haram üzerine kurulu zenginliklerin, lüks ve israfların, fanî tantanaların istidrac olduğunu anlamayıp, bunları keramet sanmak ahmaklığına ve beyinsizliğine düşmeleri.
On sekizincisi: Müslümanların yüzde doksanının beş vakit namazı yitirmesi ve çeşit çeşit şehvetlere uyması.
On dokuzuncusu: Dinî hizmet ve faaliyetlerin büyük kısmının para, dünyevî menfaat, benlik için yapılır olması.
Yirmincisi: Bir kısım ruhbanların erbab (rabler) haline getirilip putlaştırılması.
Yirmi birincisi: Bilen alim ve fakih Müslümanların halkı ve gençliği var güçleriyle uyarmaması, aydınlatmaması, bilgilendirmemesi, iyiye ve doğruya yönlendirmemesi.
Yirmi ikincisi: Zekatın ya hiç verilmemesi, yahut büyük kısmının Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı olarak verilmesi.
Yirmi üçüncüsü: Emanetlerin, riyasetlerin, işlerin, vazifelerin, makam ve mevkilerin ehliyetli ve liyakatli olanlara verilmemesi.
milli gazete
Birincisi: Durum müsait iken, elde imkan ve fırsat varken en kabiliyetli ve istidatlı çocuklarımızı subay yapmamış olmamız.
İkincisi: Yeterli sayıda dindar öğretmen yetiştirmemiş olmamız.
Üçüncüsü: Varlıklı, zengin Müslümanların yetenekli ve vasıflı çocuklarını din görevlisi yapmaması. Cami imamlıklarının namaz kıldırma memurluğuna dönüşmesine seyirci kalmaları.
Dördüncüsü: Türkiye’nin gündemini belirleyecek güçlü bir medya kuramamaları.
Beşincisi: Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun eğitim verecek İslam Mektepleri açmamış olmaları.
Altıncısı: Bozuk düzenin ve sistemin haram, kirli, necis rantlarına saldırmaları.
Yedincisi: Tek bir Ümmet olamamaları. Kafirlerin ve münafıkların oyunlarına gelerek bin parçaya ayrılmaları, darmadağınık olmaları.
Sekizincisi: Hizip, fırka, cemaat, parça fanatizmi, militanlığı, holiganlığı bataklıklarına düşmeleri.
Dokuzuncusu: Var güçleriyle medenî, vasıflı ve güçlü Müslümanlar olmaya çalışmamaları.
Onuncusu: Ellerine iktidar geçince, sıcağı görmüş hamur gibi taşıp yayılmaları.
On birincisi: Derin ve koyu gaflet kararlıklarına dalmaları.
On ikincisi: Bozuk düzeni iyi sanmaları.
On üçüncüsü: Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmamaları.
On dördüncüsü: Zenginleşenlerinin büyük kısmının israfa, lükse, sefahate, aşırı tüketim ve aşırı konfora, gösterişe, gurur ve kibre kapılmaları.
On beşincisi: Riba/faiz lağımlarında yüzmeleri.
On yedincisi: Haram üzerine kurulu zenginliklerin, lüks ve israfların, fanî tantanaların istidrac olduğunu anlamayıp, bunları keramet sanmak ahmaklığına ve beyinsizliğine düşmeleri.
On sekizincisi: Müslümanların yüzde doksanının beş vakit namazı yitirmesi ve çeşit çeşit şehvetlere uyması.
On dokuzuncusu: Dinî hizmet ve faaliyetlerin büyük kısmının para, dünyevî menfaat, benlik için yapılır olması.
Yirmincisi: Bir kısım ruhbanların erbab (rabler) haline getirilip putlaştırılması.
Yirmi birincisi: Bilen alim ve fakih Müslümanların halkı ve gençliği var güçleriyle uyarmaması, aydınlatmaması, bilgilendirmemesi, iyiye ve doğruya yönlendirmemesi.
Yirmi ikincisi: Zekatın ya hiç verilmemesi, yahut büyük kısmının Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı olarak verilmesi.
Yirmi üçüncüsü: Emanetlerin, riyasetlerin, işlerin, vazifelerin, makam ve mevkilerin ehliyetli ve liyakatli olanlara verilmemesi.
milli gazete
Konular
- İslami Strateji Nedir?
- Müslümanlığımızın Sünneti Seniyye ile ilişkisi
- İslami ilimler ve Müslümanlığımızın kıvamı
- Parasız hizmet, silahsız savaşmak gibidir
- Ticaret
- Teknoloji çin'de ve git AL
- Müslümanların Ölümcül Hatâları
- En zengin Müslüman ülke hangisi?
- Cihada karşı 200 milyon dolarlık ortak mücadele
- İran sessiz sedasız 3 Türk şirketini satın aldı
- İRAN'ın türkiyeye yatırım yapması ne anlama geliyor?
- Stratejik
- Toplumları tanımak anlamak isteyen insana baksın
- Çanakkale Ruhu mu? Japon Ruhu mu?
- İslam ülkeleri neden geri kalmış
- Kuran hizmetinden daha üstün hizmet olamaz
- Önceliğimiz ahiretimizi kurtarmak olmalı
- Medine pazarının kurulum süreci